16 Ocak 2012 Pazartesi

2011 Senesi ve Öne Çıkan Futbolcular Vol.4




Micah Richards:
Hani futbolcuya benzemeyen ama iyi top süren adamlar vardır. O kadar iri ve güçlü ki, bu adam nasıl bu kadar atletik ve hızlı diye sorarsınız kendinize. Tekmeye kafa uzatanlar vardır bir de, fedai gibidirler. Bazıları da, bu savunmacı her seferinde doğru yerde olmayı nasıl beceriyor diye sordurur bize. Bu özelliklerin hepsi Man.City’nin tank lakaplı oyuncusunda mevcut. 88 doğumlu olan Richards, o kadar gelişme gösterdi ki, City’nin zengin sahipleri bir sağ bek almak için onlarca milyon vermeye gerek duymadılar. Defansın ortasında ve orta sahada da oynayabiliyor üstelik. Sağ bekten top sürerek hücuma da çıkabiliyor, en kritik anda ilerideki arkadaşlarının yardımına da yetişiyor. City’nin altyapıdan yetişen futbolcusu olmasından mıdır, fiziğinden midir, 24 yaşında olmasına rağmen takımın abisi gibi duruyor. Şampiyonluğa oynayan takıma iyice yerleşti ve bayrak oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor.  



Edinson Cavani:
Çoktandır kimsenin ayağı için raket gibi benzetmesini kullanmıyordum. Cavani’nin bazı şutları için raketten daha uygun bir betimleme bulamam. Hem uzun boylu, hem yetenekli, üstüne üstlük top ayağına çok yakışıyor. Cavani’nin en önemli özelliğinin bitiricilik, son vuruş olduğunu söyleyebiliriz. Hem kafa hem ayakla topu kalecinin ulaşamayacağı yere öyle güzel gönderiyor ki, top kaleye girmeden gol sevinci yaşatabiliyor tribünlere. Şampiyonlar liginde finallere kalan Napoli’nin ileri üçlüsünde Hamsik ve Lavezzi ile beraber şov yapmaya doymuyorlar. Cavani ise formunu diğer ikisine göre çok daha hızlı artırıyor. Bu hızla devam ederse 7 numaralı forma giyen efsanelere bir tane daha eklemek zorunda kalacağım.  



Alan Dzagoev:
90’lı yılların yıldız futbolcularını hatırlayın, hani hep 10 numara olarak tanımlardık. Dzagoev’i izlerken sanki bu oyuncuların nesli tükenmişte, sonuncusunu izliyormuşuz gibi hissediyorum. Boyuyla, fiziğiyle, top sürüşüyle, vuruşlarıyla hep bir tanıdık hali var. Bir de oyun içinde top ayağındayken durarak oynaması yok mu, fena halde nostalji yaşatıyor. Günümüz futbolunda durmak mümkün değil artık, hep daha hızlı olmak gerek. Ama Dzagoev durup kafayı kaldırdığında hemen ardından çok iyi bir şeyler geleceğini hissediyorsunuz. Zaten iğne deliğinden geçen top, adrese teslim pas gibi betimlemeler hep bu tür oyuncuların yaptığı işlerde ortaya çıkmıştır. Duran topların başında bir Recoba, bir Juninho gibi beklediğini de söylemem lazım. CSKA Moskova’da birçok yetenekli oyuncu var ancak Dzagoev olmasa top oynayamazlarmış gibi geliyor bana.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder