Raul Meireles:
2008 Avrupa Şampiyonasında Portekiz takımının sıradan oyuncularından biri olarak gösteriliyordu. Milli takımda da 14’üncü – 15’inci adam olarak kullanılıyordu. Ancak 1983 doğumlu Meireles bir futbolcunun gelişiminin sadece kendine bağlı olduğunu gösterenlerden. 26 yaşında Liverpool’a transfer olan Meireles kısa zaman içinde takımın değişilmezlerinden biri oldu. Özellikle 2011’in Ocak ayından itibaren gösterdiği performans ve büyük maçlarda attığı goller herkesin onu ligin en iyi ortasaha oyuncularından biri olarak göstermesini sağladı. Steven Gerrard’ın yokluğunda orta sahanın her yönünü toparladı. Transferin son günü, apar topar diyebileceğimiz bir şekilde Chelsea’ye transfer oldu. O kadar iyi form tutmuşken, transfere ne gerek vardı, özellikle Chelsea’ye gitmek nerden çıktı anlamadık. Chelsea’de şu ana kadar Liverpool’daki performansını yansıtamasa da orta sahaya dinamizm kattığını söyleyebiliriz. Yukarıdaki fotoğrafta Torres’le çok mutlu görünüyorlar. Meireles Chelsea’de de iyi ama, aynı şeyi Torres için söyleyemeyeceğiz.
2008 Avrupa Şampiyonasında Portekiz takımının sıradan oyuncularından biri olarak gösteriliyordu. Milli takımda da 14’üncü – 15’inci adam olarak kullanılıyordu. Ancak 1983 doğumlu Meireles bir futbolcunun gelişiminin sadece kendine bağlı olduğunu gösterenlerden. 26 yaşında Liverpool’a transfer olan Meireles kısa zaman içinde takımın değişilmezlerinden biri oldu. Özellikle 2011’in Ocak ayından itibaren gösterdiği performans ve büyük maçlarda attığı goller herkesin onu ligin en iyi ortasaha oyuncularından biri olarak göstermesini sağladı. Steven Gerrard’ın yokluğunda orta sahanın her yönünü toparladı. Transferin son günü, apar topar diyebileceğimiz bir şekilde Chelsea’ye transfer oldu. O kadar iyi form tutmuşken, transfere ne gerek vardı, özellikle Chelsea’ye gitmek nerden çıktı anlamadık. Chelsea’de şu ana kadar Liverpool’daki performansını yansıtamasa da orta sahaya dinamizm kattığını söyleyebiliriz. Yukarıdaki fotoğrafta Torres’le çok mutlu görünüyorlar. Meireles Chelsea’de de iyi ama, aynı şeyi Torres için söyleyemeyeceğiz.
Luis Suarez:
Hepinizin bildiği gibi Suarez birkaç senedir Avrupa futbolunun gündeminde. 2010 senesi de Suarez için gayet iyi geçti. 35 golle Hollanda ligi gol kralı oldu. Dünya Kupasında, Gana maçında efsanevi el müdahalesi de unutulmazlardandır. Hem penaltı yaptırıyorsun, hem takımını 10 kişi bırakıyorsun üstüne rakip 120.dakika'da penaltı kaçırıyor, sen de kahraman oluyorsun. Ancak çoğumuzun kafasında da “Hollanda liginde gol atmak diğer liglere göre çok daha kolay. Çünkü neredeyse bütün takımlar hücum futbolu oynuyorlar ve defanslarında çok büyük boşluklar bırakıyorlar o yüzden ligde de çok gollü maçlar oluyor” efsanesi duruyordu. Özellikle Huntelaar’ın Real Madrid’de başarılı olamaması bu teze doğrular nitelikteydi. Ama Suarez Liverpool formasıyla çıktığı ilk maçtan itibaren çok iyi bir performans gösterdi. Attığı goller kadar oyun içinde topu doğru yerlere taşıması ve anlık adam eksiltmeleri Liverpool taraftarını mest etti. Geçen sene Kuyt’un ManU karşısında hat-trick yaptığı maçta attırdığı ilk gol, boş bir zamanında Youtube’a girilip izlenilesi değerdedir. Maalesef sadece performansıyla değil, Partice Evra’ya karşı ırkçı söylemlerde bulunduğu iddiasıyla da öne çıktı Suarez. Her ne kadar yanlış anlaşıldığını söylese de, 8 maç + para cezası aldı. Maç içinde de etik olarak çok da tasvip ettiğimiz bir arkadaş değil ama yeteneğini takdir etmemiz gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder