23 Haziran 2013 Pazar

Diren Yıldırım Demirören

Yabancı oyuncu sayısı Türk futbolunun gündemine tekrardan sert bir giriş yaptı. Galatasaray'ın devre arasında yaptığı müthiş fırsat transferleri ve devamında gelen Avrupa'daki başarılar, Galatasaray yönetiminin tavrını sınırsız yabancı oyuncudan yana koymasına neden oldu. Ben dahil Galatasaraylı taraftarlar itiraf etmeliler ki 7-8 sene önce Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin benzer isteği Galatasaray ve Anadolu kulüplerinin yoğun muhalefeti yüzünden reddedilmişti. Şimdi benzer bir tepkiyi Fenerbahçeli yöneticiler gösteriyor. O zamanlar Hakan Şükür, Ümit Karan, Necati Ateş, Ergün Penbe, Hasan Şaş, Ayhan Akman'lı  kadro Galatasaray'ın elini güçlendiriyordu. Şimdi ise Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Volkan Demirel, Salih Uçan ve Alper Potuk'lu kadro Fenerbahçe'nin elini güçlendiriyor. 



Galatasaraylı yönetici Sedat Doğan bu konuda yıllardır görmezden geldiğimiz bir gerçeği ortaya attı: AB pasaportlu oyuncuların Avrupa Birliği ülkelerinde yabancı statüsünde sayılmaması. Galatasaray yöneticileri benzer bir statünün Türkiye'de uygulanabilirliği ile ilgili federasyonla görüşmeler yaptılar ve bu dosya şu anda Yıldırım Demirören'in masasında. Ne kadar ötelersek öteleyelim bu karar orta vadede geçerlilik kazanacaktır. Ancak bu durumda sorulacak bir kritik soru var: Eğer federasyon AB pasaportlu oyuncunun yerli sayılması kararını şimdiden yürürlüğe sokarsa Türk futbolcular bir mağduriyet ile karşı karşıya kalırlar mı?

Ya da daha açık şekilde sorarsak:

"Türk oyuncular da AB ülkelerinde yabancı sınırlamasına takılmadan forma giyiyorlar mı veya giyebilecekler mi?"

Benim bildiğim kadarıyla İspanya'da oyuncularımız AB pasaportlu oyuncular statüsündeler, Almanya'da ise yabancı sınırı yok. Ama İngiltere, Fransa, İtalya, Portekiz, Hollanda, Belçika'da Türk oyuncular Brezilyalı, Arjantinli, Japon oyuncular statüsündeler. Şayet federasyon diğer AB ülkeleri ile herhangi bir anlaşma yapamadan, AB pasaportlu oyuncuları yerli statüsünde saymaya başlarsa bütün AB pasaportlular ligimizin oyuncu havuzuna dahil olabilecekler. Buna karşılık Türk futbolcular Türkiye, Almanya ve İspanya dışında herhangi bir oyuncu havuzuna dahil olamayacaklar. Galatasaraylı taraftarlar, yöneticilerimizden gelen son açıklamalar sebebiyle ne kadar umutlansalar da Türkiye Futbol Federasyonu Türk futbolcuları koruma altından çıkaracak bir karara imza atmayacaktır ve atmamalıdır.



Ancak oyuncularımızın yurt dışına transferini kolaylaştırmak ve uçuk Türkiye transfer borsasının balonunu indirmek için bir kaç adım atılabilir. Mesela İspanyol ve Alman oyuncuları yerli statüsünde sayabiliriz. Bu sayede hem bu ülkelere olan transfer ticareti bağlarımızı kuvvetlendirebilir hem de uluslararası seviyede oyuncularımızın kalitesini çok daha çabuk test edebiliriz ve milli takımın şu an yaşadığı bunalımlı dönemi daha kısa sürede atlatabiliriz.

Fenerbahçeli yöneticiler ne kadar itiraz etse de kendi takımlarının da 6+0+4'ten çok ciddi biçimde etkileneceklerini görmeliler. Geçen sene üst düzey mücadelelerde Hasan Ali'nin, Egemen'in, Bekir'in, Caner'in, Mehmet Topuz'un, Mehmet Topal'ın, Selçuk Şahin'in çok pahalıya mal olan hatalar yapabildiğini gördük.

Diğer pencereden baktığımızda; geçen sene Türk futbol tarihinin kulüpler bazında en başarılı senesini geride bıraktık. (Bunu söylerken kendi ligimizdeki mücadeleyi tamamen göz ardı ediyoruz) Bir takımımız Şampiyonlar Liginde çeyrek final, diğer takımımız Avrupa Ligi'nde yarı final aşamalarına geldiler. Galatasaray'ın da, Fenerbahçe'nin de kadro yapılarına, oyun içi stratejilerine baktığımızda iki takımda en az 8 yabancısını Avrupa maçlarında aktif kullandı. Yedek gözüyle baktığımız yabancıların katkılarının azımsanamayacak ölçüde olduğunu görebiliriz. Bu doğrultuda düzenlemeleri daha kademeli şekle getirmek daha mantıklı görünüyor.

17 Haziran 2013 Pazartesi

Sign Him Up!

Cheslea'nin yedek kalecisi Ross Turnbull'un küçük oğlundan mükemmel bir enstantane.