6 Ocak 2011 Perşembe

Eskilerden


Aşağıda Frank Rijkaard’ın Galatasaray’a gelişinin açıklanmasından sadece bir saat önce yazdığım bir yazı var. Bitirirken bir temennide bulunmuşum. O gün, isteğimin bu kadar çabuk gerçekleşmesine çok sevinmiş, aynı zamanda efsane kaptanımız Bülent Korkmaz’a ayıp olacak diye üzülmüştüm. Şimdi bakıyorum da, boşuna sevinmişim. Kimsenin Rijkaard’a sabredeceği filan yokmuş. Üstüne üstlük Bülent gibi, Hagi’ye de ayıp olacak.


YİNE YENİ BİR TEKNİK ADAM

Her sezonun sonunda olduğu gibi, 4 büyüklerden şampiyon olamayan üçü yeni hoca arayışına girdi. Görüşmeler, pazarlıklar derken isimler havada uçuşuyor. Anlaşılacak olan yeni hocada birçok özellik aranıyor. Bunlardan mühim olanı tazminatı az olan bir hoca bulmak çünkü seneye, yeni gelen üç hocadan en az ikisine tazminat ödenecek.

Teknik direktöre süre tanıma konusunda en aklı başında davranan takımımız Galatasaray da son yıllarda işi bozdu. Sarı kırmızılıların başına 2004’ten bu yana Cevat Güler’i de sayarsak 6 farklı hoca gelmiş, gitmiş. Sezonun erken açılacak olmasından dolayı acil olarak yeni hoca arıyorlar. Yönetimin bu aşamada bir karar vermesi lazım. 1+1 yıllık, opsiyonu Galatasarayda olan bir sözleşmeye imza atacak bir hoca mı arıyorlar? Yoksa gerçekten bir sistemi olan, takıma bir futbol ekolü oturtacak, başarıyı yavaş yavaş ama sağlam şekilde getirecek birini mi arıyorlar?

Birçok İspanyol ve Hollandalı hocanın ismi geçiyor. Ancak İspanyol ve Hollandalı teknik direktörler, Galatasaray yönetiminin acil sportif başarı planına uygun düşmüyor. Çünkü bu adamlardan ilk sezonda başarı beklememek gerekir. İspanyol bir teknik adam, bütün takım istediği futbolu oynayana kadar eğitici idmanlardan vazgeçmez. Aynı şekilde Hollandalı teknik adamlar da istediği pas trafiği, hızlı oyun anlayışı oturmazsa, maçlarda bile kazanmaya değil, sistemini oturtmaya çalışır. Ayrıca takımı kendi oyun anlayışına sokması için kendi transferlerini kendi yapması gerekir. (İspanyol bir hoca gelirse, yeni kaleci Leo Franco’ya nasıl bir tepki vereceğini çok merak ediyorum) Bu durumda yine, hocanın uzun seneler çalışması gerektiği ortaya çıkıyor.

Teknik direktörle anlaşma sürecinde asıl değerlendirilmesi gereken ise hocanın kariyeri. Ama burada bir yanlış anlaşılma olmasın çünkü önemli olan futbolculuk kariyeri değil, hocalık geçmişidir. Hocalık geçmişine bakarken de nerede nasıl top oynattığı, elde ettiği başarılardan daha önemlidir. Büyük bir takımı şampiyon yapmış olmak yeterli bir kıstas olmamalı. Orta sınıf bir takıma, birkaç sezon güzel top oynatmış, büyük takımları savunmayla değil, göze hoş gelen bir şekilde alt etmiş bir hoca ise aranan insan olmalıdır. Frank Rijkaard gibi süper bir futbol kariyeri üstüne teknik adam olarak Barcelona şampiyonluğu yaşamış bir hoca hakkında yorum yapamayız. Yetersiz olduğunu söylemek haksızlık olur. Aynı şekilde, yeterli olacağını söylemekte zor. Denemeden, süre vermeden bilemeyiz. Maalesef, Rijkaard’a şans verilirse, Galatasaray’ın kendi evladı, kendi bilinmeyeni Bülent Korkmaz’a ayıp olacaktır.

Temennim odur ki Galatasaray yönetimi şu transfer döneminde kendini değil, Galatasaray’ın geleceğini düşünerek hareket eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder