25 Kasım 2010 Perşembe

Yönetmenin Keyfine Kaldık

Futbol statlarının kapasitesi her geçen gün artıyor. Büyük bir maç varsa, yüz bin kişiyi rahatça ağırlayabilecek statlarda boş yer kalmıyor. Ancak, maçları ekran başında izleyenlere oranlarsak, stadyumdakileri bir avuç şanslı seyirci olarak tanımlayabiliriz. Ancak, ekran başında maç izlemenin de avantajları yok değil. Bahsettiğim şeyin koltukta yayılmakla, maç saatini ayakta beklemek zorunda olmayışla alakası yok. Asıl fark canlı izleyenlerin gözden kaçırabilecekleri küçük ayrıntıları yakalayınca, tüm pozisyonları en güzel açıdan izleyince ortaya çıkıyor. En önemli avantaj ise, her şeyi tekrar tekrar izleyebilme olanağına sahip olmak bence.


Ofsayt pozisyonunu, hakemin çıkardığı kartın rengini, penaltıyı vermeyişini tartışmak için yapılan tekrarlardan bahsetmiyorum. Söylemek istediğim şey futbolun güzelliklerini yansıtan, güzel bir golü farklı açılardan izleme şansı tanıyan, maç izlemeyi daha ilginç yapan tekrarların güzelliği. Burada maç yönetmenlerine çok iş düşüyor. 90 dakika boyunca maçtaki her ayrıntıyı yakalamak, daha sonra bunları ince ayarlar yaparak oyunun durduğu aralara yerleştirmek onların işi.


Günümüz teknolojisi sayesinde gol izlemek çok keyifli hale geldi. Sahadaki onlarca kamera sayesinde atılan golü her açıdan(bazen kuşbakışı bile) izleyebiliyoruz. Ancak eksiklik tekrarların genelde sadece son vuruştan ibaret olmasından kaynaklanıyor. Oysa top ağlara gittikten sonra bir-iki dakika boyunca futbolcuların gol sevincini izliyoruz. Daha sonra golü atan takımın başkanına, teknik direktörüne, seyircilerine, kalecisine zoom yapılıyor. Gol yiyen kalecinin acıklı bir bakışı denk gelirse onu da izliyoruz. Yani aslında gol pozisyonunu atağın başladığı noktadan itibaren izlemek için yeterli vakit var. Tüm gollerde atağı en baştan izleyelim demiyorum ama bazen başkana zoom yapmak için çok güzel hazırlık pasları güme gidiyor.

Bir maçı canlı izlerken çok keyif veren anlar olur. Bunlar gol ya da direkten dönen top gibi kameraların farklı açılardan çektiği, tekrar takrar yayınlanan pozisyonlar değildir. İnce bir pas, bazen kontrol edilmesi zor görünen bir pasın şık bir bilek hareketiyle yumuşatılması, çok farklı bir stille adam eksiltmek… bu keyifli anlara örnek gösterilebilir. Bu örneklerin ortak özelliği, hepsinin tahmin edilmesi zor, şaşırtıcı bir yaratıcılığın ürünü olmalarıdır. Bu pozisyonların bir diğer ortak özelliği ise genelde maç yönetmenleri tarafından ciddiye alınmamalarıdır. Yönetmen bey harika bir duvar pası kombinasyonunu tekrar göstermek yerine, genelde az önce yaşanmış faul’ü, ya da 5 metre farkla dışarı giden bir şut denemesini ekrana getirebiliyor. Bir de maç esnasında teknik adamlara, yöneticilere tribünde oturan bir ünlüye yapılan yakın çekimler var. Mesela iki hafta önceki River Plate-Boca Juniors maçında kontratağa çıkılırken, biz yere düşen futbolcunun yüz ifadesini izledik. Diğer tarafta hızlıca maç oynandığı için birkaç saniyelik bu görüntü bana dakikalar gibi geldi.

Son yıllarda yeni yapılmaya başlanan bir işgüzarlık daha var. Yıldız oyuncuya top gelince, ayaklarına zoom yapılıyor. Böyle olunca da ne maçtan ne de yapacağı hareketten hiç bir şey anlaşılmıyor. Geçen haftaki Portekiz-İspanya maçında, C.Ronaldo’nun çalımları sadece rakip oyuncuları değil, ayağına zoom yapan kameramanı da iki ayrı pozisyonda oyundan düşürdü. Oysa yapılması gereken, maç oynandığı sürece, ana maç kamerasının görüntüsünün ekrana getirilmesidir. Pilot kamera, bizim maçı her zaman izlediğimiz, sahanın yan tarafından bakarak geniş bir bölümüne hakim olan kameradır. Yani bildiğimiz, alışık olduğumuz maç kamerasıdır. Futbol bir takım oyunuysa, bu oyunun güzelliği sporcuların yaptıklarının bütünlüğünde gizliyse, maç izlenecek en güzel açı, en geniş açıdır. Ayaklara zoom yapan kameranın çektiği görüntüler, oyunun durduğu zamanlarda gereksiz ayrıntılar vermek yerine kullanılabilir. (Servet Çetin’in burnunu temizlemesinin tekrarını vermek nasıl bir ruh halinin ürünüdür?)
Sonuç olarak söylemek istediğim, maç yönetmenlerinin TV’de futbolu keyifli hale getirebilecekleridir. En kalitesiz maçlarda bile bazı oyuncular çok klâs hareketler yapabiliyor. Bu tür maçlarda, sinirlenen teknik direktör yerine bu pozisyonları izletmek futbol adına doğru hareket olur. Tv’de maç izlemenin daha zevkli olması yayın yönetmenlerinin maçları birer bahisçi gözüyle değil, futbolsever gözüyle izlemesinden geçiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder