10 Aralık 2009 Perşembe

Çok Güzel Hareketler Bunlar


Geçen hafta sonunda Süper ligimize hakemler ve onlarla ilgili açıklamalar damga vurdu. Galatasaray-İBB maçını taraftar gözüyle izleyen herhangi bir Galatasaraylı, hakemin yönetiminde art niyet ararsa şaşırmamak gerek. Uzatmayalım. Hakem tartışmaları dışında ligin 15. haftası güzel gelişmeler de getirdi.

Öncelik Kayserispor-Bursaspor maçının. Ligtv’yi, maçı canlı yayınladığı için ayrıca tebrik ediyorum. Maçı izleyen herkes hemfikir, çok güzel bir futbol izledik. Bilet fiyatları dolayısıyla gelen yoğun seyirci ilgisi de çok sevindirici. İki Anadolu takımının maçı ve 30.000 dolaylarında seyirci, kolay kolay denk gelmez. Güzel statlar futbolumuza katkı yapacaksa hiçbir masraftan kaçınmamak gerek. Maçın kalitesini seyirci sayısına da bağlayabiliriz ama galip gelenin birkaç saatliğine de olsa lider olacak olması çekişmeyi arttırmıştır.(Maç saatinde Galatasaray’ın puan kaybetmesi öngörülemiyordu.) Sebep-Sonuç ilişkisi yapma derdinde değilim. Önemli olan bizim ligimizde, Anadolu takımlarının güzel top oynamaya başlaması. Bu çok sevindirici. Artık İstanbul’a gelen Anadolu takımları kolay kolay maç vermiyor. Bursaspor deplasmanı üçbüyüklerin korkulu rüyası haline geldi. Gençlerbirliği’ni izlemek keyif veriyor. (Thomas Doll’un Facebookta Türklerden oluşan fan sayfası bile var.) Gaziantepspor da hiç fena değil. Lider ise Kayserispor. Bu noktada, 15. hafta sonunda ligimizin lideri olan Kayserispor’un teknik direktör istikrarına dikkat çekmek istiyorum. Tolunay Kafkaslı Kayserispor’un başında 3. sezonunu geçiriyor. Teknik direktörlerin sabırdan başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. Diğer bir iyi örnek ise Abdullah Avcı. 4 sezondur, İBB’nin başında ve vazeçmiyor. Galatasaray, Bülent Korkmazla anlaşmadan önce Abdullah Avcı’ya teklif götürmüştü. Buna rağmen Abdullah Avcı hala, süper lige kendi taşıdığı takımının başında.

Süper lig hakkında bir paragraf dolusu güzel şey yazdım ama bitmedi, devamı var. İBB maçında Galatasaray’ı çok beğendim. Son 10 dakikada yaptıkları gereksiz panik hariç sezon başından beri en güzel futbollardan birini oynadılar. Rijkaard en sonunda 3’lü savunmaya dayalı orta saha denemelerini bırakıp, eski düzenine geri döndü. Elano da buna karşılık verdi. Maç boyunca olumlu işler yaptı. Nokta paslarla oyunun yönünü değiştirdiği her seferde Galatasaray pozisyon yakaladı. Elano hakkında atıp tutan çok ama beni sevindiren, seyircinin Elano’yu desteklemesi oldu. Elano oyundan çıkarken hep bir ağızdan tezahürat yaptılar. Bu destek tezahüratının meyvelerini önümüzdeki haftalarda toplayacaklarına inanıyorum.

Galatasaray’ın yeni Hasan Şaş’ı, Mustafa Sarp’ın özeleştiri barındıran hakem eleştirisi de, bahsetmeye değer doğrusu: İngiltere liginden bahsederek, “Orada futbolcular savaşıyor, mücadele ediyor. Hakem oyunu kesmiyor; oraya bakmıyor. Ben onları izlerken futbolculuğumdan utanıyorum. Eğer ben futbolculuğumdan utanıyorsam, hakemlerin de oradaki meslektaşlarına bakarak utanması gerek.” Bu aralar herkes İngiltere liglerini örnek göstermeye başladı. İyiye işaret. Güzel bir örnek.

Haftanın en şık hareketi ise yine Beşiktaş taraftarından geldi. Diyarbakırsporlu futbolcuları Beşiktaşlılarla birlikte tribüne çağırıp, alkışladılar. Karşılıklı Siyah-Beyaz ve Yeşil-Kırmızı diyerek tempo tuttular. UEFA’nın en önem verdiği kampanyası ırkçılığa karşıyken, Beşiktaş taraftarının ırkçılık karşıtı tezahüratları “çok güzel hareketler bunlar” dedirtti. Belki Beşiktaş UEFA organizasyonlarına devam edemedi ama taraftar grubu açık ara şampiyon sayılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder