Göze hoş gelen, keyifli futbolun en basit tanımını kendimce şöyle yapabilirim: "Tüm takımın dâhil olduğu birkaç sade pasla gelip atılan bir gol, uzaklardan “belki girer” diye çekilmiş bir şutla gelen golden daha değerlidir. Burada kritik nokta işi şansa bırakmamak. Şans faktörünün en aza indirgendiğini fark eden seyirci, hak edenin kazandığına tereddütsüz inanıyor ve izlediği futboldan maksimum keyif alıyor."
5 Kasım 2009 Perşembe
İzleyemediğim Maçlar Var!
Açık kanallarda canlı yayınlanacak olan futbol maçlarını kim seçiyor? Merak ediyorum. Böyle büyük kitlelere hitap eden bir sporun tüm maçlarını aynı anda yayınlamak mümkün değil. (teknolojik olarak mümkün de, finansal açıdan pek mümkün değil) Elbette yayınlanabilecek maçlar arasında en mantıklısını seçecek bir karar mercii vardır. Merak konusu şu: neye göre, kime göre karar veriliyor. Akşam 21.45’te yayınlanacak maça tekil kişilerin keyfe keder karar verdiğini sanmıyorum.
Şampiyonlar ligi, futbolun en üst düzeyde oynandığı kulvar. Daha iyisi, daha kalitelisi yok. Devler ligi de denen bu organizasyonu yıllardır STAR TV’den izliyoruz. Eskiden şampiyonlar ligi haftasında (evet böyle bir kavram var: “şampiyonlar ligi haftası”) ikisi canlı ikisi banttan olmak üzere dört maçın tamamını, maçlardan sonrada tüm maçların gollerini yayınlarlardı. Yayınlanacak olan maç tercihleri yine kötüydü ama dört maçtan ikisi durumu kurtarıyordu. Bu sistem her sene kötüye gidiyor. Önce banttan yayınlanan maçı baştan, ortadan, sondan kırparak kısaltmaya başladılar. Gecenin bir saati olduğu için normal karşıladık. Eğer üç büyüklerimizden(!) birinin maçı canlı yayınlanmışsa, ikinci maçı banttan yayınlama yerine gereksiz maç sonrası tartışma programı konur, tartışma uzar, ağzı olan konuşur. Banttan yayınlanan maç heba olur. Futbol programlarını, maç seyretmekten daha çok seven bir kitle olduğuna göre bu da normal. En can alıcı noktalardan biri de, genelde ölüm grubu diye nitelendirilen gruplardan birinde iki favori takımın oynayacağı, erken final diyebileceğimiz maçlarda ortaya çıkar. Bu önemli maç yerine bizim üç büyüklerden birinin 3. ve 4. torbadan gelen rakiplerinin maçını yayınlayıp, futbolseverleri teknik analiz yapmaya davet ederler. Son numara da banttan yayınlanan 2. maçlardan vazgeçmeleri oldu. Ama işin suyu bu sene çıktı. Bir önceki şampiyonlar ligi haftasında Çarşamba günü maç yayınlanmadı. 21.45’te televizyonu açtım, hangisi olursa olsun bir maç izleyecektim ama futbol yerine komedi dizisi vardı. Bir önceki hafta da maç yerine yabancı aksiyon dizisi yayınlamışlardı zaten deyip kapattım. Birkaç sene önce FOX TV’de Premier Lig’in “Bez Bebek” adlı diziden çektiğini hatırlatmak isterim. STAR TV’deki “papatyam” dizisi ve Şampiyonlar ligi çelişkisi, olayı bir adım ileriye taşımıştı.
Daha sonra STAR TV’nin sadece iki maçı canlı yayınlama hakkı olduğunu ve tercihini bir önceki gün Moskova’da oynandığı için 19.30 da yayınlanan Man Utd – CSKA maçından yana kullandığını öğrendim. İkinci tercih için zaten Beşiktaş’ın maçı var, o yayınlanacak. Peki, bu doğru bir karar mı? O kadar maç arasında, sırf Beşiktaş’ı ilgilendiriyor diye Man Utd – CSKA maçını seçmek doğrumu? Her ne kadar taraflardan biri Manchester olsa da, maç Rusya’da oynanıyor, favori takım deplasmanda, yani büyük ihtimalle zevksiz bir futbol oynanacak. Ertesi gün oynanacak sekiz maçtan en az bir tanesi kesin bu maçtan daha güzel olur. Ama hayır, sanırım çok fanatik Beşiktaş taraftarları rakiplerinin nasıl oynadığını görmek ister diye düşünüyorlar. Mustafa Denizli ve yardımcıları dışında kim, neden Beşiktaş’ın rakiplerini analiz etsin ki? Böyle düşünen adamlar zaten gitsin futbol tartışma programı izlesin.
Neyse ki Star Tv bu hafta kendini affettirdi. 3 maçı canlı yayınlayıp, bizleri sevindirdi. Milan- Real Madrid maçını banttan yayınlarlar diye ümitlenmiştim ama olmadı. Günün gollerini yayınlamadan önce de araya yine yabancı dizi sıkıştırdılar. Bunun üzerine de perşembe günü yayın akışında Fenerbahçe’nin maçının ardından Galatasaray’ın maçını banttan vereceklerini görünce şaşırdım. Futbol’un önemini yeni kavrıyorlar galiba? Ama ümit var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder