19 Kasım 2009 Perşembe

Elano Krizi Varmış!



Diyarbakırspor maçında Rijkaard, Elano’yu 87’de oyuna aldı. Maçı beraber izlediğim herkesten aynı yorum geldi. Hep beraber –Lincoln olsa bu dakikada oyuna girmezdi!– dedik.

Hepimiz ister istemez Elano’yu Lincoln ile kıyaslıyoruz. İyi anlamda da olsa kötü anlamda da olsa yanlış yapıyoruz. Lincoln yetenek olarak dünyadaki çoğu futbolcudan üstün olduğu gibi Elano’dan da çok üstün. Bununla beraber bir o kadar da amatör bir futbolcu. Şu anda oynadığı herhangi bir kulübü bile yok. Elano ise profesyonel bir futbolcu. Normal şartlarda adaptasyon sorunu bile olmayan bir adam. Manchester City’de ki en parlak dönemini ilk geldiği sezon geçirmiş. Galatasaray’da ise hala bekleneni veremedi. Ama bizde sorun Elano’da değil, bizde sorun “beklenen”de. Her Brezilyalıdan olağanüstü çalımlar, sürprizler, sağa bakarken sola pas atmalar… beklememeliyiz. Futbol takım oyunu deyip duruyoruz. Her mevkinin faklı oyun anlayışı olur. Tüm takım açık oynayamaz. Her zaman birilerinin basit oynaması gerekir. Elano’da futbolu basitçe oynamak için en uygun adam. Basit oynamak demek kötü oynamak demek değildir. Basit oynamak, garanti oynamak, topa daha fazla sahip olmak demektir. Elano bu işi harika yapar. Zaten Galatasaray’da da adam eksiltecek, dikine gidecek oyuncu eksikliği yok. Galatasaray’a oyunu açacak, gerektiğinde yönünü değiştirecek, kanatlardaki yetenekli adamların oyun kurma yükünü azaltacak birileri lazım. O da Elano işte. Sürekli Brezilya milli takımına seçilmesinin sebebi de aynı. Brezilyanın sağ açık sıkıntısı mı var da Elano’yu sağda oynatıyor? Brezilyada herkes açık oynuyor. O takıma da topu ezmeyecek, hatalı işler yapmayacak, kısa ve öz işler yapacak birileri lazım. En iyi seçenek Elano. Hem yetenekli, hem de görev bilinci var. Oyunda çok görünmüyor ama bu da kötü oynamak demek değildir. Bu da beklenti meselesi. Oyunda çok görünen adamlar ya pres yapıp top kapan adamlardır ya da çalım atıp adam eksiltenlerdir. Elano ikisi de olmadığına göre TV başında izleyerek onu sürekli oyunda göremeyiz.


Rijkaard, Fenerbahçe maçından sonra eksiklerden dolayı diziliş değişikliği yaptı. Orta sahaya Topal, Ayhan, Sarp, Barış dörtlüsünden üçünü monte edip daha az pozisyon veren bir takım görüntüsü verdi. Bu diziliş beğenilince de ortaya felaket tellalları çıktı. Neymiş, Keita’nın cezası bitmiş, Kewell da formdaymış, Arda zaten kaptan, Baros da gelince Elano forma şansı bulamayacakmış. Lincoln gibi sorun çıkarmaya başlayacakmış. Bu adamlar sezon başında da Galatasaray’ın futbolcusu değil miydi? Şimdi de Barış kart gördü. Şimdi ne olacak. Belki onun yerinde (orta üçlünün sağında) brezilyadaki yerinin biraz gerisinde Elano oynayacak. “Elano krizi” diye “2. Lincoln vakası” diye cümle kuranlar bile var. Nereden çıkarıyorsunuz? Elano’nun Lincoln ile ne alakası var!

Galatasaray’da Elano beklentisi hala çok büyük. Elano da daha kendini tam olarak veremedi. Bence yavaş yavaş herkesi memnun edecek. Bence çok yakında Galatasaray’ın orta sahasında Elano’nun yanında Topal, Ayhan, Sarp, Barış dörtlüsünden hangi ikisini tercih edileceğini konuşacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder