Göze hoş gelen, keyifli futbolun en basit tanımını kendimce şöyle yapabilirim: "Tüm takımın dâhil olduğu birkaç sade pasla gelip atılan bir gol, uzaklardan “belki girer” diye çekilmiş bir şutla gelen golden daha değerlidir. Burada kritik nokta işi şansa bırakmamak. Şans faktörünün en aza indirgendiğini fark eden seyirci, hak edenin kazandığına tereddütsüz inanıyor ve izlediği futboldan maksimum keyif alıyor."
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Bu Sene İyi El Clasico Yaptı (!)
18 gün içinde 4 El Clasico izledik, oynanan oyun kimilerini tatmin etmese de ben üst üste yaşanan bu heyecandan son derece keyif aldığımı söyleyebilirim. Üzücü olan ise asırlık rekabetin, “Mourinho Barcelona’yı alt edebilecek mi ?” , “C.Ronaldo Messi’nin eline su dökebilecek mi?” sorularına indirgenmesi oldu. Maalesef Mourinho’nun açıklamaları, maçların üzerine çıktı. Her zaman dediğimiz gibi, yapıcı değil yıkıcı olan taraf, geriye dönük tahminleri öne çıkarmak zorunda kaldı. Bundan tam bir sene önce Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Inter Barcelona’yı eledikten sonra yazdığım yazı meramımı çok güzel anlatıyor. O yüzden yenisini yazmak yerine buraya (NASIL ANLATAYIM BİLEMEDİM) tıklamanızı rica ediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder