Gözde futbolcu Francesc Fabregas 15 yaşındayken(barcelona’nın altyapısında oynarken) babası, Arsenal’in patronu Arsene Wenger’e altyapıda oynayan bu kadar genç bir oyuncunun performansına nasıl güvenebildiğini sormuş. Arsene Wenger’in cevabı ise şaşırtıcı olmuş: Ben ve ekibim şu ana kadar oğlunuzun 50 maçını canlı olarak izledik.
İngiltere’de yaşayan, muhtemelen işi başından aşkın olan bir teknik adamın, İspanya’da bulunan bir çocuk hakkında bu kadar bilgi sahibi olması, bu kadar vakit ayırması normal midir? Fabregas 24 yaşına geldiğinde, halen Arsenal’in teknik direktörü olarak kalacağından eminse tabiî ki normaldir. Peki, Leonardo’nun yerine Inter’in başına geçecek olan teknik direktör böyle uzun vadeli yatırımlar yapar mı? Kendinden öncekileri göz önünde bulundurarak sadece günü kurtarmak adına elinden gelen her şeyi yapacaktır. Ama hiç kimse kendinden sonra gelecek olanlar için vakit harcamaz. Bu durum sadece genç yetenekleri bulup çıkarmak açısından değil, kendi altyapısında, elinin altındaki gençleri değerlendirme konusunda da etkili oluyor.
Dünyanın her yerinde genç futbolcuların sık sık sahaya çıkmaları gerektiği konusundaki görüş ortaktır. Ancak başarıya ulaşmak için teknik direktörlere tanınan süre, bir elin parmaklarıyla sayabileceğimiz birkaç kulüp dışında yetersizdir. Ülkemizde de, gençlere şans verilmemesi hakkında hepimiz hemfikiriz. Oysa Türkiye’deki teknik direktörlük şartlarında genç oyuncularla uğraşmak, idealist bir çabadan öteye gidemez. Normal olarak, takıma 3-4 yıl sonra fayda sağlayacak ( bu süre içinde normal bir Türk takımı biri yabancı biri yerli olmak üzere en az iki teknik adam değiştirmiş olur) bir genç yerine, kariyerinin sonlarına gelmiş ve o günü kurtaracak olan ağabeyler forma şansı bulur. Çünkü bizde önemli olan tek şey maçı kazanmaktır.(“bizde” deyip duruyoruz ancak başka ülkelerde durum farklı değil) Mantıklı düşünürsek maç yerine bir genç oyuncuyu kazanmak daha faydalıdır. Ancak teknik adam maçı kaybettiği için kazandığı genci bir daha oynatma şansı bulamayabilir. Bu kısır döngü içerisinde kendini çok çabuk kanıtlayıp sıyrılanlar dışında, gençlerin a-takım tecrübesi kazanması çok zor görünüyor.
Yeri en sağlam olan teknik adamlardan biri olan Alex Ferguson sezonun iki sezon önce Arsenal maçında (yenik durumdayken) kaptan Gary Neville ve tecrübeli Wes Brown varken sağ beke 18 yaşındaki Rafaeli oyuna alabiliyor. (bunun karşılığını 90. Dakikada Rafael’in harika volesiyle aldı) Yeri sallantıda olan biri böyle riskler alamaz. Fenerbahçenin ve tabiî ki milli takımın orta sahasına ilaç gibi gelecek olan Gökay Iravul sezon başından beri tek tük oynasa da hak ettiği dakikaları alamadığını düşünüyorum. Bunun sebebi Aykut Hoca’nın kafasının hiçbir zaman rahatlamaması. Ofansif yönü bu kadar kuvvetli bir genç yerine savunmaya dayalı yönleri ağır basan Selçuk Şahin’i oynatıp işi sağlama almak zorunda. Çünkü maçı kaybederse, tecrübe kazandırdığı genç Gökay gelecek sezon başka teknik direktörle çalışıyor olacak.
Teknik direktörlerimizi “gençlere şans vermiyorlar” diye eleştirmek yersiz. Kulüp yönetimleri taraftarın gözünü boyamak adına en maliyetsiz yol olan teknik direktör değişimine devam ettiği sürece gençlerin şans bulması zor görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder