"Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek."
Ali Sami Bey Galatasaray’ın kuruluş amacını bu kelimelerle özetlemişti bundan 105 sene önce.
Kim diyebilir ki ismini bu şahsiyetten alan Ali Sami Yen Stadı, bu amaçlardan haberdar değildi.
Dün veda gecesinde TV’de mikrofon uzatılan herkes, Ali Sami Yen ruhundan bahsetti, yeni stada bu ruhun taşınması temennisinde bulundu.
Peki, nedir bu ruh, cansız bir yapı, nasıl soyut bir varlığı barındırıyor.
Benim için ruh kavramının stattaki ilk timsali, o stada gelen rakip takımların en azından ilk 20 dakika içerisinde düştükleri çaresiz durumlardı.
Stattan aldığı güç ve güven sayesinde, rakip takımın ismine bakmadan müthiş bir tempoyla top oynayan, top rakip takıma geçtiğinde yine aynı tempoyla, boğucu bir presle rakip takımdan topu kapmaya çalışan Galatasaray takımları, isimler değişse de hep var oldu bu çimler üzerinde.
Düdük çalındığı andan itibaren taraftarıyla beraber rakibin üzerine giden bir takımın o statta sadece 11 kişiyle oynadığını söylemek mümkün değildi.
Elbette dünya üzerindeki her takım kendi evinde, deplasmanlarda oynadığından daha farklı bir oyun oynar, rakip takıma göre daha avantajlıdır. Ama Ali Sami Yen’deki Galatasaray’ın, taraftarla bütünleşerek rakip takımlara ilk düdükle beraber uyguladığı şok baskının, takımın bir futbol kimliği ve kültürü haline gelmesi, Ali Sami Yen ve Galatasaray buluşmasını diğer stat-ev sahibi takım buluşmalarından ayrı kılıyor.
Bu farklılık sanırım ruhtan ne kastedildiğini anlatıyor. İngilizler gibi toplu halde oynayan bir Galatasaray takımı için Ali Sami Yen stadı nasıl bir çözümdü, işte bu ruh onu anlatıyor.
Ali Sami Yen stadı, 105 sene önce yüzünü batıya çeviren, hedef olarak “Türk olmayan takımları yenmeyi” seçen bir adamdan adını almaya yakışır nitelikte, Galatasaray’ın Türk olmayan takımları yenmesinde nasıl bir çözümdü, işte bu ruh onu anlatıyor.
İsminin büyüklüğünce çaresiz kalan takımların, yaratıcının büyüklüğünce çaresiz kalan insanlara benzetilmesiyle, sarı ve kırmızı renklerle oluşturulan ateşli atmosferin ihtişamıyla bütün Avrupa “Cehennem” dedi o stada.
O dünyaca ünlü özgünlüğe yaklaşık 46 yıldır sahip olmanın, Galatasaray’ın futbol tarihinde özel ve saygın bir kulüp olmasında kesinlikle büyük etkileri oldu.
Umarım bu anlamda özgün bir stadyum, kulüp simgesi haline gelebilecek bir mabed oluşturmayı, bu bütünleşmeyi ve bu futbol kültürünü yeni stadımıza taşımayı becerebiliriz.
Yazıyı Maldini’nin, Ali Sami Yen ruhunun boyutlarıyla ilgisi olmadığını çok iyi anlatan sözüyle bitirmek istiyorum: “Hiç kimse beni, bu statta sadece 25.000 kişi olduğuna inandıramaz.”
Yazı güzel,eline sağlık ancak ben Ali Sami Yen avantajını son yıllarda Galatasaray'ın kullanamadığını düşünüyorum.
YanıtlaSilÖzellikle önemli maçlarda,Galatasaray o havayı bir türlü yakalayamadı.
Belki de Sami Yen'in yaşlanması bundan etkendi bilemiyorum.
Avrupa Kupalarına bakacak olursanız,Atletico Madrid maçı olsun,Hamburg maçı olsun hep Ali Sami Yen'de kaybedilen maçlardı. Oysa fazla değil,5-6 sene önce olsa Galatasaray Ali Sami Yen'de turu verdi dediklerinde;buna kimse inanmazdı.
Duygulu anlardı,veda ettik evimize. Hatıralarımızı yanımıza alıp,Aslantepe'ye geçme vakti geldi. Bir eşik bu Galatasaray için. Galatasaray'ı güzel günler bekliyor yeni stadında.
Abi o kadar büyük başarılar var ki bu statta elde edilmiş, öyle bir isim var ki Atletico, Hamburg gibi son yıllardaki talihsiz maçlar, Ali Sami Yen ismine bence ufacık bir darbe dahi vuramadı.
YanıtlaSilDaha etkili kullanabilirdik tabi Ali Sami Yen avantajını, o noktaya katılıyorum.
Ama Atletico ve Hamburg maçlarının nasıl geliştiğini de bir hatırla derim.
Serkan, Hakan Balta, Kewell, Volkan Yaman defans dörtlüsüyle, 2-0'dan verdik Hamburg maçını 5 dakika içersinde, forvetsiz çıktığımız Atletico maçında Caner'in penaltı pozisyonunu gördü ek yardımcı hakem vermedi penaltıyı.
Bu maçlarda ibre bize birazcık döndüyse maçların önemli bir bölümünde, emin ol Ali Sami Yen çok önemli rol oynamıştır, herşeye rağmen.
Dediğim gibi çok değerli başarılar var. İdrakına belki de bundan 20 sene sonra tam manasıyla varıp, arayacağız, kıymetini daha net anlayacağız Sami Yen'in.
Son anılar akılda tabi şimdi. Yine de bu yazıyı ne okurken ne yazarken çok da akla getiremiyor insan. Geçmiş gerçekten güzel, biraz daha eskiyi hatırlayıp oku bence bir daha, daha keyifli gelecektir.
Yorum için çok sağol Oğuzcum.
''Serkan, Hakan Balta, Kewell, Volkan Yaman defans dörtlüsüyle, 2-0'dan verdik Hamburg maçını 5 dakika içersinde''
YanıtlaSilİşte abi demek istediğim de bu aslında. Galatasaray Ali Sami Yen'de oynadığı bir maçta,60. dakikasına 2-0 önde girdiği bir maçı 2-3 veremez,vermemeli en azından eskiden vermiyordu :)
Ama iyisiyle kötüsüyle yeni stadımıza geçiyoruz,keyfini çıkarmak lazım.
Sevgiler.